Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Sorular..

Bugün Irak merkezi hükümetine bir askeri yardım yapıldı. Yardımın ‘bahanesi’ ise IŞİD’e karşı koalisyondu. Irak’taki duruma dair süreç soruları aşağıda olmak üzere Irak’a neden bir askeri yardım yapıldı? Bu soruya tekrar döneceğiz çünkü bu soru tek başına bir soru değil. Suriye ile de ilişkili bir soru. 

Silah vermedik malzeme verdik diyecek olan danışman ve bürokratlarınız Suriye’de ribat noktalarında donan eli veya ayağı kalıcı eksikliklerle dönenleri anlatmıyorlar mı? Veya Suriye’ye gönderilen malzemelerin Suriye koşullarına uygun olmadığı için Suriye’de Hizbullah’ın öldürdüğü muhalifler ile Irak ordusunun her türlü malzemesini alabilen Hizbullah’ın aynı hatta olduğunu biliyorlar mı? Ya da bu size iletilmedi mi?

İletilmedi ise ortada yanlış giden bir şeyler olduğu kesin değil mi?

(Bu soruya tekrar gelmek üzere şu soruların cevaplanması da Türkiye’de benim gibi sizi hep destekleyen kişilerin aklındaki soru işaretlerinin silinmesini sağlayacaktır.)

  • Irak’ta hükümet eden Dava Partisi liderlerinin ve kilit kişilerinin İran – Irak savaşında İran ordusunda Irak’a karşı savaşan kişiler olması konusunda fikriniz nedir?
  • İşgal sırasında ABD’ye karşı savaşan Sünni aşiretlerin Irak’ta Dava Partisi tarafından tek tek savaş suçu işledikleri gerekçesi ile yakalandığını ve cezalandırıldığını biliyor musunuz?
  • Irak’ta ABD işgaline karşı sadece El Kaide’nin değil yerel halkın da aşiretler bazında mücadele verdiği sıralarda İran’ın Ahmedinecad’ın itirafı üzere Irak’ın işgaline yardımcı olduğunu ve bugün Sünnileri katletme fetvaları veren Sistani’nin o günlerde ABD’ye karşı savaşmayın fetvasından bilginiz var mı?
  • ABD işgalinin ardından İran destekli Dava Partisi’nin Anbar’daki Sünni aşiretlere ve ülke genelinde tüm Sünni halka yaptıklarından, mesela Felluce’nin işgalden hiç çıkmamış gibi düzenli olarak Irak hükümeti tarafından bombalandığından, Hizbullah’ın kollarının bölgeleri basıp insanları öldürdüğünden haberiniz vardır.
  • Bir İhvan savunucusu olarak Irak’taki Sünni Alimler Birliği’nin çağrılarını neden şimdiye kadar cevaplamadınız?
  • 2011’de Türkiye’ye gelerek SDP tarafından ağırlanan Anbarlı Sünni aşiretler başta olmak üzere Irak’lı Sünni aşiretlerin “Irak hükümeti bize baskı ve şiddet uyguluyor yardım edin” çağrısı neden bir İstanbul gezisi ile savuşturuldu?
  • Suriye kıyamını her politik hamlede genel bir örtü olarak kullanan Türkiye bugün Irak’ta IŞİD üzerinden ortaya çıkan İran / İran merkezli Irak’ın Şii işgalinde rol alan Hizbullah, Asaib Ehlil Hak, Kataib İmam Ali, Ebu Fazl Abbas gibi örgütlerin Irak’a nereden geldiklerini açıklayabilir mi? Bu örgütlerin daha önce ve hala Suriye’de Esed için savaştığını biliyor musunuz? Biliyor iseniz Irak konusunda aldığınız brifinglerde bir eksiklik mi var?

 

  • Bu paramiliter Şii örgütlerinin tüm Irak ordusu araç gereç ve imkanlarına direk ulaşabildiğine dair son 2 yıldır yapılan yayın ve yayımlanan raporlardan Türkiye’nin haberi olmaması imkanı yok.
  • Irak ve Suriye minvalinde Lübnan’a kadar uzanan hatta İran merkezli ve destekli yapıların ortaya çıkardığı terörün yayımlandığı raporlar size ulaştırılmadı mı? Bu raporlar ulaştırıldı ise buna rağmen Irak’ta Diyala ve çevresinde, Felluce’de ve Tikrit’teki demografik savaş yürüten bu unsurlar ile Suriye’de Esed ile yan yana duranların aynı olduğu size ifade edilmedi mi?
  • Bunlardan haberi olmasına rağmen Irak’ta 3 sene önce Sünni aşiretleri savuşturan Türkiye neden şimdi Irak’a yardım gönderir? Yoksa – ki olmadığını düşünmüyorum – bu ‘tercih’ tezkerenin rövanşı mı?
  • Irak’ta en son Tikrit operasyonu başta olmak üzere daha önceki Tuzhurmatu, Diyala gibi operasyonları yöneten İranlı komutan Kasım Süleymani’nin Halep’te ve Dera’da Müslümanları katletmesine rağmen Irak’ta onun yönettiği güçlere gideceği bilinen bu yardım tutarsızlık değilse nedir?
  • IŞİD savunması ile bu eylemi gerçekleştirdiklerini ve koalisyondan tepki almak istemediklerini söyleyecek olan danışmanlarınız acaba Esed ailesinin Irak işgali sırasında Irak El Kaidesi’ne sızdığını ve Sistani’nin Esad ailesini açıktan uyardığını; Suriye iç savaşı sırasında Irak’tan tanımlanması güç ve El Kaide tarafından da soruşturulan örgütün bir anda Suriyeli muhalifleri gerileterek Halep’te 2 yıldır 100 km hatta rağmen rejimle hiç savaşmamasının buna bağlı olduğunu IŞİD’in bir Proxy olduğu ve İran – ABD (2001- 2004 sürecinde başlayan) işbirliği ile Esed’i de kurtarması planlanan örgüt olduğu açıklanmadı mı?
  • IŞİD’in önce Suriye’de muhalefetini sonra da yaklaşık 3 senedir süren Irak Sünni Kıyamını bu denli geriletmesinin ve İran destekli grupların yayılımını meşrulaştırması aklınızda hiç soru işareti oluşturmadı mı?
  • Daha bugün Iraklı Şii Mukteda Sadr’ın yayınlanan uyarısında Irak’ta Şii militanların Irak ordusu araç ve imkanları ile suçlar işlediği konusundaki uyarı ya da daha önce size 3 kere ulaşmaya çalışan Anbar’ın aşiretlerinin Irak’ta Şii işgali sözleri size iletilmedi mi?
  • Maliki’nin gitmesi ile her şeyin güllük gülistanlık olduğu ve Abadi’nin artık baskı uygulamadığı mı söylendi size? Eğer tersi ise bugünkü eylemin dünden bugüne gelen süreçteki anlamı nerede gizli? Değilse, size bu ulaştırılmadı ise manipüle ediliyorsunuz.
  • Tüm bu sorular ve getirdikleri veriler göz önüne alındığında gönderilen ‘malzemenin’ masum olduğu konusunda ve bunun Türkiye’nin çıkarına olduğu konusunda kani misiniz? Zira sürekli ve mevzileri 180 bin kilometre karelik bir alanda değişen bir çatışmada Irak ordusuna gönderdiğiniz malzemenin İran destekli Şii gruplara devredileceği ve bu grupların zayıf Irak ordusundan daha mobilize şekilde aynı IŞİD gibi hareket ettiğini biliyor musunuz?
  • Bu malzemelerin IŞİD ile İran destekli Bağdat hükümeti ve İranlı Şii gruplar arasına sıkışan Sünni aşiretlerden bir tek kişiye zarar veren bir saldırıda kullanılmayacağından emin misiniz? Zira ilk sorularda sorduğum Dava Partisi’nden Irak Başbakanı Abadi “Tarafsızım diyen aşiretler IŞİD tarafındadır” diyerek – bugün- Irak’taki savaşın hedefini de açık etti.

Bu soruların izahı, cevabı ya da gönül rahatlığı sorulardan önce belirttiğim gibi sizin keyfiyetinize kalmıştır. Ben üzerime düşen görevi Irak ve Suriye’deki durumu gazete ya da kitapların verdiği bilgilerin dışında oradaki muhataplarından bilen biri olarak yerine getiriyorum.  Zira Türkiye’nin düşeceği hatanın bedelini Suriye, Irak ve Türkiye halkları – ayırt etmeksizin – ödeyecek.

Bugünkü ‘lojistik’ yardımın da manasını tüm bu gerekçeler üzerinden anlamış değilim. Savaş, çatışma bölgelerinde ‘askeri malzeme’ cephe gerisi besleme önemlidir. Bu olmadığı için Suriye’de kaybedilen cepheler var. Anlatabildiğimi umarım.

Mesela Diyala’da yerlerinden edilen binlerce insan varken Kızılay’ın Kerbela’da yardım dağıtmasını anlamadığım gibi. Ya da Atme’deki hasta insanlar ile Aladdin Kampı’nda kuşatılan Suriyeli Filistin’liler veya Yermuk’teki susuzluk neden gündeme gelmez dediğimde olduğu gibi bir durumdayım.

Sorular daha çoğaltılabilir. Bu sorulara cevap vermekten imtina edecek olanlar ‘makul bahaneler’ ile bunları açıklamaya çalışabilir. Ama durum gün gibi ortada iken ‘bahane’den  öteye geçmeyeceği de ortada.

Ben görevimi yaptım, sorularımı sordum ve Allah rızası için uyarımı yaptım. Gerisi sizin mesuliyetinizdedir.

Saygı ve selam ile, Allah’a emanet olunuz…

Yorum bırakın